Paribu’nun desteğiyle Akustikhane’nin hazırladığı “Yeni Yerli” serisinde geleceğimizde yer edecek şarkıları şimdiden söyleyen Beliz, Ege Yağız, Melisa Zey ve Asya Sarı; Bozcaada Caz Festivali’nde sahne alacak. “Yeni Yerli” ekibi, Bozcaada Caz Festivali’ni, festivaldeki programlarını ve yarının müziğini anlattı.
- Uzun bir aradan sonra sanatçılar yeniden sahnelerine döndü, müzikseverlerle buluşmaya başladı. Bozcaada Caz Festivali de bu anlamda çok özel bir organizasyon. Neler hissediyorsunuz?
Beliz: Dev bir duygu havuzuna balıklama dalan bir çocuk gibi hissediyorum. Bu organizasyonun anlamı bende çok daha derin zira ilk kez bir festivalde sahne alıyorum ve ilk defa kendi şarkılarımı hiç tanımadığım bir kalabalıkla paylaşacağım. Sanırım bu “anlatılmaz yaşanır” klişesine dahil olabilecek bir deneyim. Bunun yanı sıra, şimdilerde bir mekânda oturup kahve içmek bile pek kıymetli hale gelmişken çok özlediğimiz festival dünyasına dönmek harika, hele ki bunca değerli sanatçının eşliğinde…
Ege Yağız: Dinleyiciyle tekrar buluşabilecek olmak benim için de muhteşem. Bir yürek sıkıntısının kayboluşu gibi bir his bu. Bir süredir kaldırabileceğimizden fazla sıkıntı ile yüklenmiş durumdayız, müzik iyi gelecek.
Melisa Zey: Hem bir dinleyici olarak hem de bir sanatçı olarak tekrardan canlı müzikle ve sahnelerle buluşmak çok heyecan verici, mutluyum.
Asya Sarı: Müzisyenlerin umut ışığı aradığı bu dönemde gerçekten yeniden nefes almaya başladığımı hissediyorum. Müzik yapan insanlar için paylaşmak, ruh insanlarını bulmak çok önemli. Bu anlamda Bozcaada Caz Festivali’nde yer alarak sesimi müzikseverlere ulaştırabileceğim için çok heyecanlıyım.
- Bozcaada Caz Festivali’ndeki programınızdan bahseder misiniz? Müzikseverleri neler bekliyor?
Beliz: Festivalin ana sahnesinde sevdiğimiz sanatçıları dinlerken bir diğer tarafta da biz “Yeni Yerli”lerin yepyeni şarkılarını icra ettiği ve sevilen şarkıları yorumladığı tatlı bir sahnemiz olacak. Müzikseverler yıllardır Akustikhane’den tanıdıkları Zafer Yılmaz’ın sunumuyla ilk olarak benimle tanışıp ardından müziğini de kendilerini de ayrı ayrı pek sevdiğim dostlarım Melisa Zey, Asya Sarı ve Ege Yağız ile keyifli bir dinleti deneyimleyecek. Biz onlarla tanışmayı sabırsızlıkla bekliyoruz; dilerim onlar da neşemize ortak, geldiklerine memnun olur.
Ege Yağız: Ben şarkı yaparken sözlere çok yoğunlaşan bir müzisyenim. Festival için seçtiğim şarkıların da özellikle sözlerinin dinleyiciye dokunacağına ve onlara iyi geleceğine inanıyorum.
Melisa Zey: Caz cover’larla birlikte bir tane de kendi bestemi seslendireceğim, müzikseverler için oldukça keyifli bir program olacak diye düşünüyorum.
Asya Sarı: “Kendini Sevenler Kulübü” ve “Real” adında sözü ve bestesi bana ait olan iki şarkımla birlikte iki tane cover’a yer vereceğim.
- Paribu ve Akustikhane iş birliğiyle hayata geçirilen “Yeni Yerli” serisinde “yarının şarkılarını” söylediniz. Bu Paribu’nun “yarını beklemeyip onu bugünden oluşturmak” yaklaşımıyla da çok uyuşuyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Beliz: “Yeni” her zaman tartışmalara konu olmuş bir kavram. Ben yarının dünyasını oluşturmak için yeniye, yeniliğe açık olmak gerektiğine inananlardanım. Konfor alanımızdan çıkmamak garanti bir seçim elbette fakat zaman değişiyor ve bence ayak uydurmak için somut adımlar atmamız gerek. Akustikhane’ye ve Paribu’ya bizlerle bu riski aldığı için saygım, sevgim sonsuz; Bozcaada Caz Festivali’ne ise buradan ayrıca teşekkürlerimi iletmiş olayım.
Ege Yağız: Top artık bizde, sorumluluk bu satırları okuyan, bu topraklara basan, buradan beslenen herkeste. Günlük hayatın rutinleri bizi otomatikleştirebiliyor. Süregelen hayatta kalma yöntemlerimizin işe yaradığına ve bundan sonra değişmeyeceğine farkındalıksız bir inanç geliştiriyoruz. Oysa yaşam bizden çok daha katılımcı olmamızı bekliyor. Hayallerimize giden yol, şimdiden geçiyor. Bu da devamlı bir değişim ve dönüşüm demek. Şarkılarımı da hepimize bu cesareti vermesi amacıyla yazıyorum.
Melisa Zey: Ben de yarının dünyasını, bugün yaptıklarımızla kurduğumuza gönülden inanıyorum. Paribu’nun bu yaklaşımı da bu sebeple çok hoşuma gidiyor.
Asya Sarı: Yarının dünyasını yaratanlar çoktan eskiyi bırakmış ve bazı şeyleri ters döndürüp bakmaktan korkmayan insanlardır bence. Dünyada gitgide her şeyin çok daha hızlı yaşanmaya başladığı ve yetişmeye çabaladığımız son zamanlarda sorunların değil çözümlerin sesini açalım ve inandığımız geleceği yaratmaya kendimizi adayalım. Bir de bunu yaparken bir bakmışız yanımızda yürüyen insanlar var ve hiç de yalnız değilmişiz. Paribu ile Akustikhane yeni yerli projesiyle bunu en güzel biçimde yansıtıyor ve hayata geçiriyor bence.
- Peki siz yarının dünyasını, yarının müziğini nasıl görüyorsunuz?
Beliz: Ben yarının dünyasını, müziğini daha özgür görüyorum. Hızlı tüketim çağıyla paralel doğrultuda ilerleyen teknoloji biz müzisyenlere sonsuz olanak sağlıyor. Artık tek başınıza bir parçanın her detayını işleyebiliyor, yalnızca üretim aşamasında değil sahnede bile tek kişilik dev bir orkestraya dönüşebiliyorsunuz. Özgürlüğün bu bağlamdaki tanımı haricinde yarın için tüm meselelerimizi gönül rahatlığıyla şarkılara konu edebildiğimiz, yani sınırsız müzik yapabildiğimiz bir dünya hayal ediyorum.
Ege Yağız: İnsanlık, içinden çıkılması en güç problemlere bile çözümler üretmeyi becerebiliyor. Üstelik biz birlikte çalışmayı çözmüş bir türüz. O yüzden eminim ki yarın bugünden çok daha iyi olacak. Ve bu ancak içimizden birilerinin sorumluluk alması ile mümkün olacak. Yarının dünyası teknolojiyle barışmalı ve onu güvenli sınırlar içerisine almalı. Aynı şekilde müziğin içerisinde de daha fazla teknoloji göreceğiz. Dinleme alışkanlıklarımız hiç olmadığı kadar hızlı değişiyor ama müziğin insan hayatına kattığı anlam ve birleştirici etkisi her zaman var olacak. Herkesi yarını hep birlikte oluşturmaya davet ediyorum.
Melisa Zey: Müzik de her şey gibi değişiyor, evriliyor, kendi içinde birbirine karışıyor ve yeniden doğuyor. Bu değişim kimileri için bazen ürkütücü olsa da içindeki güzelliği görmek çok da zor olmasa gerek. Yarının dünyasının yeni zorluklarının, yeni güzellikleriyle birlikte geleceğini düşünüyorum.
Asya Sarı: Yarının müziğini dinleyicilerin daha kişisel tecrübeler yaşadığı ve anlamlar çıkarmasına olanak tanıyan bir yere gidiyor gibi görüyorum. Müziğin kelimenin tam anlamı olarak “içinde” olmak, tat-koku-görme-duyma-dokunma gibi duyuları ve çeşitli duygu düşünceleri harekete geçiren bir tecrübe olmasını bekliyorum.
Bu içerik en son 26 Ekim 2022 tarihinde güncellenmiştir.