Bitcoin yeşil bir dünyanın neresinde?

Yılda birkaç kez gündeme gelmesine alışık olduğumuz bir haber var: Bitcoin’in kaç ülkenin enerji tüketimini geçtiği haberi. Neden bu haberi bu kadar sık görüyoruz? Cevap basit. Çünkü ölçümlemesi çok kolay.

Akar Aydemir
Paribu İş Geliştirme Yöneticisi

Bitcoin, bilindiği üzere iş ispatı (proof of work) konsensüs algoritmasını kullanıyor. Bu da düğümlerin bir yarış içerisinde işlem güçlerini kullanarak matematiksel bir problemi çözmesiyle yürüyor. Akıllıca tasarlanmış, düşünülenden çok daha basit bir mekanizma. Düğümlerin bu yarışta ihtiyaç duyduğu enerji, hem dağıtık sisteme katkı sağlamayı ve ondan yararlanmayı dünyanın her yerinde olabildiğince adil hale getiriyor; hem de sisteme yönelik olası saldırıların maliyetini katlanılamayacak, katlanılsa da kârlı olmayacak seviyelere çekiyor.

Peki, Bitcoin’in çalışma mekanizmasının, ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisi nedeniyle aslında dünyaya zarar verdiği iddiası gerçeği yansıtıyor mu?

Bitcoin’in enerji sarfiyatı

Bitcoin üretiminde en önemli maliyet unsuru olan enerji, aslında pek çok değişkene bağlı bir kalem. Nerede gerçekleştiği, hangi cihazla yapıldığı, soğutma sistemleri için harcanan elektrik miktarı başlıca değişkenler.

Veriler açık. Bitcoin’e olan talep arttıkça sistem büyüyor ve büyüyen sistem daha fazla elektrik tüketiyor. Cambridge Üniversitesi’nin 2019’da yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre Bitcoin’in ortalama yıllık enerji kullanımı 64,2 terawatt saat (TWh) seviyesinde. 2020’de ödül yarılanması öncesi madencilikteki talep artışı ile beraber 80 TWh üzerinde bir yıllığa işaret eden tüketim, yarılanma sonrası 47 TWh civarına inmiş durumda. 2019 verilerinden yola çıkarsak, geçen yılın üretim miktarına göre 1 BTC üretimi için gereken elektrik tüketimi 97,7 MWh seviyesinde oluştu.

Bitcoin yeşil bir dünyanın neresinde? - ParibuLog

Kolay anlaşılması için fiyatlandıralım. Elektrik maliyeti ülkelere göre 0,02-0,06 USD/KWh arasında değişiyor. Bu da BTC başına ülkeye-bölgeye göre 2000-6000 USD arasında bir elektrik harcamasına denk geliyor.

Harcama yüksek. Ancak unutulmaması gereken, bu elektriğin sadece Bitcoin’in üretimi için harcanmadığı. Bu, aynı zamanda yaklaşık 3500 adet transferi gerçekleştirmek anlamına geliyor.

Bu noktada Bitcoin’in aslında bu işlemleri neye alternatif olarak yaptığını incelemek faydalı olur. Aksi halde harcamayı tek başına değerlendirmek at gözlüğüyle bakmaya benzeyecektir.

Altın için durum ne?

Bitcoin’le sık sık karşılaştırılması sebebiyle altına bakalım. Yukarıda bahsettiğimiz işlemlerin altın için yapılması; altının “çıkarılması”, “işlenmesi”, “taşınması”, “el değiştirmesi” ve “saklanması” adımlarını içeriyor. Tüm bu süreci enerji sarfiyatı anlamında değerlendirebileceğimiz bir veri bulunmuyor. Ancak altın üretim maliyetleri açısından değerlendirme yapmak mümkün. S&P’nin araştırmalarına göre altın üretiminin ons başına maliyeti 2019 sonunda 900-1000 USD arasında şekilleniyor. 1 onsun 31,10 gr olduğunu dikkate alırsak aslında altın üretiminin de ne kadar maliyetli olduğunu görebiliyoruz. Ancak bununla kalmıyor. Altının transferi, işlenip tüketicinin satın alabileceği hale gelmesi, taşınması, saklanması da ciddi birer maliyet. Ve aslında üretimi kadar bu süreçler de enerji tüketimine neden oluyor.

Son dönemlerde İran’ın Venezuela’dan getirdiği 9 ton altını jetlerle taşımak zorunda olması konumuz için önemli bir örnek. Altın, güvenle taşınması ve transferi maliyetli bir kıymettir. Sadece bu operasyon için milyonlarca dolarlık bir maliyete katlanılması ve uçak yakıtı tüketerek oldukça fazla miktarda karbondioksitin atmosfere salınması gerekti. Bununla da bitmedi. Transfer edilen altını saklamak, korumak, kullanılacağı zaman yeniden taşımak için de bir o kadar enerji ihtiyacı ve karbondioksit salınımı olacağı açık.

Altın için watt/saat enerji birimleriyle konuşamadık, çünkü bu kadar fazla sayıda aktörün birbirinden farklı enerji kaynaklarını sarf etmesini ölçümlemek kolay olmadığından bu konuda yapılan araştırmalar ancak üretim maliyetlerine dayanıyor. Ki o da yatırım değerlendirmesi amacıyla yapılan araştırmalar. Bir ölçüde altın üretiminin enerji sarfiyatına göre iyi kötü tartışması hiç yapılmadığı için de bu noktaya odaklanmış çalışmalara pek rastlanılmıyor. Ancak binlerce yıldır hayatımızda olan altının günümüz erişilebilirliğindeki hayat döngüsü de enerji tüketimi ve karbon ayak izi bakımından düşündüğümüzden çok daha yüksek bedele sahip görünüyor.

Peki itibari paralar?

Öte yandan itibari paralar için de benzer süreçler söz konusu. Basım, dağıtım süreçleri için harcanan enerji sarfiyatı dışında, sistem içindeki dolaşımı-transferi-saklanması gibi tüm süreçler; ofisler, ATM’ler, pos cihazları, fosil yakıtlı araçlar ve bankaların enerji sarfiyatına ihtiyaç duyuyor. Nakit paranın el değiştirmesi için çalışan sistemler ve personelin tamamının tükettiği enerji ve yaratılan karbon ayak izi de tüm sistemin dünyaya maliyetine ekleniyor. İtibari paralar o kadar derinlemesine hayatımızın içinde, o kadar medeniyetimizle iç içe ki mevcut parasal sistemlerin ekosisteme maliyetini hesap etmek hepsinden daha güç. Ama ölçümlenememesi, sistemin ne kadar yüksek bir çevresel maliyeti olduğu gerçeğini inkâr etmemize neden olmamalı.

Bitcoin, altın ve itibari paraları ortak fonksiyonları sebebiyle pek çok açıdan karşılaştırabiliyoruz. Bununla beraber bu sistemlerin yeşil bir dünyanın neresinde olduğunu konuşurken; tamamen dijital dünyada var olduğu için kolayca tüm verileri ölçülebilen Bitcoin ile, fiziksel dünyada sınırsız alanda enerji tüketen, karbon ayak izi bırakan, bu nedenle izlerinin ölçülmesinin hiç de kolay olmadığı altın ve itibari paraları değerlendirdiğimizi aklımızda bulundurmamızda fayda var.

Karbon ayak izi

Kripto paraların enerji tüketimini konuşurken şu hususu da eklemek gerek. Kripto para madenciliğinde her geçen gün yenilenebilir enerji kaynağı kullanımının arttığını görüyoruz. Şu an madencilerin konumuna göre yenilenebilir enerji kaynağı imkanları karbon ayak izinde belirleyici oluyor.

Örneğin ABD’li araştırma kuruluşu Oak Ridge Institute tarafından yapılan araştırmaya göre Kanada’da üretilen Bitcoin’in karbon ayak izi Çin’de üretilenin dörtte biri kadar. Bunun sebebi de Çin’de enerji daha çok kömür santralleri ile elde edilirken, Kanada’da çok daha büyük bir oranda yenilenebilir enerjiye dayanıyor olması. Bu da bize şunu gösteriyor. Sorunu enerji tüketiminde aramak her zaman doğru bir yöntem değil. Bu noktada önemli olan bu enerjinin nasıl elde edildiği ve karbon ayak izi.

Altın ve itibari para birimlerinin, Bitcoin’le aynı fonksiyonları gerçekleştirmek için çok daha dağınık ve çeşitli bir şekilde enerji tükettiğini ve karbon ayak izi bıraktığını yorumlayabiliyoruz. Bitcoin, tüm fonksiyonları için tek bir şekilde enerji tüketmekte ve bu tüketimin dünyaya maliyeti tamamen o enerjinin nasıl sağlandığıyla ilişkiliyken; altın ve itibari paralarda durum öyle değil. Çok fazla çeşitte aktörün, pek çok yolla yarattığı ölçülmesi kolay olmayan bir maliyet söz konusu.

Bununla beraber blokzincir ve kripto para alanında sürekli olarak enerji verimliliğine odaklanan projelerin ortaya çıkması; mevcut projelerin bu noktada gelişim kaydetmesi ve Bitcoin’le dünyanın gündemine gelen teknolojinin kendisinin de enerji verimliliği alanında kullanımı için çokça çalışma yapılması, aslında daha yeşil bir dünyada önemli ölçüde pay sahibi olan bir teknolojiyle karşı karşıya olduğumuza işaret ediyor olabilir. Değerlendirirken, resmin istendiği gibi yorumlanan tek bir tarafına bakmak yerine tamamını göz önünde bulundurmak bizi daha doğru noktalara götürecektir.

Bu içerik en son 22 Mayıs 2024 tarihinde güncellenmiştir.

Akar Aydemir

Akar Aydemir, İzmir Fen Lisesi ve Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra bilgi teknolojileri alanında profesyonel yaşama atıldı. Türkiye’nin köklü bankalarından birinde yurt dışı para transferleri ve muhabir ilişkileri alanında uygulama geliştirme çalışmaları yürüttü. Bu süreçte SWIFT, Western Union, yurt dışı muhabir ilişkileri, dış ticaret, mutabakat sistemleri alanında yazılım geliştirme çalışmalarında da yer aldı. Bankacılığın dijital dönüşüm süreçlerinde, otomasyon ve verimliliği artıran projelerinde aktif rol aldı.

Aydemir, 2019’dan bu yana Paribu’da İş Geliştirme Yöneticisi olarak çalışmaktadır.

 

MOBİL UYGULAMAMIZI İNDİRİN